Pazarlamacılık kavramına bir çoğumuz fazlasıyla yukarıdan bakıyoruz. Nedeni ise manüpile amaçlı kullanılan, önemsiz bir iş kavramıymış ya da şeytani stratejiler gibi algılıyabiliyoruz.
Hatta belki de paramızı elimizden almak için dizayn edilmiş, aklımıza çeşitli yöntemlerle girmeye çalışan dolandırıcı tipler gözümüzün önünde canlanıyor.
Kısmen doğru olabilse de, marketing’e (pazarlama) objektif bir şekilde bakarak bir iletişim aracı olarak gördüğümüzde ne kadar kıymetli bir kavram olduğunu daha net anlıyoruz.
Kötüye de kullanılabilen bir iletişim aracı demeliyiz belki de.
Daha net tanımlarsak, pazarlama bir şeyin karşı tarafı tavlayacak, istenilen aksiyona yönlendirecek şekilde sunulmasıdır.
Basit bir mantıkla, firmaların pazarlama aracını kullanarak daha iyi sonuçlar elde etmesi gibi, bireysel olarak da pazarlama aracını kullanarak müthiş sonuçlara ulaşabiliriz.
Daha kaliteli, başarı dolu bir hayat kurguluyorsak pazarlamadan bahsetmeden geçemeyiz.
Ancak denkleme katmamız gereken, bir o kadar kıymetli bir kavram var; Değer. Ortada bir değer olmadan uygulanan pazarlama teknikleri manüpilasyondur.
“Değer olmadan pazarlanan her şey manüpilasyondur.” – Eben Pagan
Karşı tarafa fayda sağlıyor mu? Gerçekten vadedileni karşılayabiliyor mu? Bu soruların cevabı evetse gönül rahatlığıyla pazarlama araçlarını kullanıp karşı tarafı tavlayabiliriz. Çünkü şuna eminiz, istediğimiz aksiyonu aldıklarında onlar da memnun olacak.
Bana öyle geliyor -girişimcilerle yaptığım sohbetlerde de anlıyorum- ki pazarlamacılık yetkinlikleri kendi işini yapan bir insanın en önem verdiği noktalardan birisi olmalı. Yatırımcıları, B2B/B2C müşterileri daha iyi tavlamak, bir girişimci başka ne ister ki?
Pazarlama soyut ve fark edilmesi kolay olmayan bir kavram olduğu için çevremizdeki örneklerini gördüğümüzde fark etmiyor olabiliriz. Daha net anlamak için gündelik yaşamdan örnekleri ele almakta fayda var;
İş arıyorsan, aradığın pozisyon için gerçekten bir değer vadediyorsan, ancak iş bulamıyorsan cevabı muhtemelen pazarlama teknikleri öğrenmekten geçiyor.
Kız/Erkek arkadaş bulamıyorsan, muhtemelen pazarlamacılık konusunda biraz tecrübe işe yarayacaktır.
Politikacılar aslında en başarılı pazarlamacılardır.
Bakkal amcanın ben ödeme yaparken “başka bir şey lazım mı? yumurta, süt?” diye sorması.
Alışveriş sitelerinde “indirimde” olan bir ürüne baktığınız sayfadaki geri sayımın size özel olması.
Çevremize baktığımızda pazarlama/satış mesleğine sahip olanlarla tartışmak inanılmaz zordur. Bi şekilde bizi tavlayıp ikna etmeye çalışırlar.
Babası çok başarılı bir pazarlamacı olan birisi olarak geç de olsa kendimi pazarlama konusunda geliştirmek zorunda kaldım. Başlarda bu beni çok rahatsız ediyordu. Bir konuda anlaşmazlık yaşadığımızda argümanlarım çok sağlam olduğu halde beni ikna etmeyi başarırdı. Ta ki gerçekte ne olduğunu anlayıncaya ve ben de benzer teknikleri öğrenmeye başlayıncaya kadar. Pazarlama müthiş sonuçlar almamızı sağlar!
Pazarlama konusunda kendimizi nasıl geliştirmeliyiz?
Bu konuda hala öğreneceğim çok şey var. Pazarlamacılık kendi başına müthiş büyük bir alan ve öğrendikçe ne kadar bilmediğimi fark ediyorum. Ancak öğrenirken paylaşmaya değer bazı içgörülerim var:
Empati
Diğerlerini anlamak bu işin anahtarı. Hedef kitlemiz ya da sevdiklerimiz, her kim ise karşımızdaki onları gerçekten anlamalıyız.
Bu yüzden ne dediklerini dinlemeliyiz. İhtiyaçları, bıkkınlıkları, istekleri ve hedeflerini anlamalıyız.
Ne kadar empati ile anlayabilirsek o kadar marketing iletişimimiz işe yarar…
Gözlem
Çevrenizde görüşlerini iyi pazarlayan insanların kendilerini nasıl ifade ettiklerine dikkat edin. Beden dilleri, seçtikleri kelimeler nasıl? Siz yerinde olsanız aynı görüşleri nasıl anlatıyor olurdunuz? Aradaki farkı görmekte büyük fayda olabilir.
İçerik tüketmek
İyi pazarlamacıların kitaplarını, makalelerini okumak, videolarını izlemek, bir diğer deyişle içeriklerini tüketmek faydalı olacaktır. Benim önerim öncelikli olarak Eben Pagan, Seth Godin, Jay Abraham…
Kitap tavsiyesi:
Pazarlamanın 22 Kuralı – Al Ries & Jack Trout
Fikir Virüsü – Seth Godin
Sosyal Şartlanmalardan Kurtulmak
Çevremizde pazarlama kavramına karşı negatif tutum sergileyenler (varsa) önyargımızı destekleyici etkiye sahip olabilir. Sosyal şartlanma ve çevre faktörü hayatımızı büyük oranda etkileyebiliyor. Negatif görüşlülere karşı bir adım geri atmak kimseye zarar vermez.
Pratik, pratik, pratik…
Pratik yapmak çoğu konuda olduğu gibi burada da önem kazanıyor. Eben Pagan, iyi bir pazarlamacı olmak için minimum 1 yıl sahada satış tecrübesi kazanılması gerektiğinden bahsediyor. Pratik ile sonuçlar arasında kesinlikle bir doğru orantı var.
Comments